AZERİ KÜLTÜRÜ



Zengin bir kültüre sahip olan Azeriler bu özelliklerini müzik alanında da gösteriyor. bin yıllık bir geçmişi olan Azeri müziği, konularını genelde Azeri halkının yaşamları ve sosyal olaylardan almıştır. Azeri dilinin Farsça’dan etkilenmiş olması geleneksel Azeri müziklerinde kendini gösterir. zira Kafkas, Orta Asya ve İran ağırlıklı etkiler dikkat çeker. Azeri müziklerinde tar, kemençe, ut, bağlama, balaban, zurna, kaval, nağara, garmon (küçük akerdeon), tütek (düdük flüt) gibi çalgılar kullanılır.

Zengin bir halk oyunu kültürüne de sahip olan Azerbaycan’ın halk oyunları şunlardır; Abbas Gendi(Çay şekeri), Abayı, Avarı, Ağır Garadağlı, Azerbaycan, Alça Gülü, Asma-Kesme, Asta,, Garabağlı, Ay Beri Bah, Benövşe(Menekşe), Beyaz Geceler, Brilyant(Pırlanta), Cengi, Ceyranı, Cehribeyim, Çalparağ, Çattadı, Çay, Çit Tuman, Darçını, Desmalı, Enzeli, Gazağı, Gaytağı, Goçeli, Gızlar Bulağı, Gızılgül, Gıtgılıda, Gelin Havası, Gofta, Gülegez, Gelin Getirme, Gülmeyi, Hala-Bacı, Halay, Hançobanı, Iğdır Barı, Innabı, İki Arvadlı, Kışkanç, Köroğlu, Lâle, Lezginka, Mehribanım Çal Oyna, Naz Eyleme, Sarı Gelin, Sarı Köynek, Semeni, Şalaho, Uzundere (dans), Vağzalı, Velaçola, Yallı


AZERİ MUTFAK KÜLTÜRÜ

Azerî mutfağının en önemli özelliği çeşit zenginliği ile doğal
malzemelerden meydana gelmesidir. Bu zenginlik bölgeyi gezmiş çeşitli seyyahların tespitleriyle belgelenmiştir.

Azerî mutfağına mahsus dolma çeşitleri, pilavlar, haş (Kellepaça soğuk ve söğüş olarak yenir), bozbaş (sulu et yemeği), çığırtma (kavrulmuş tavuk üzerine yumurta), çorba vb. yemekleri de yukarıda andığımız halkların mutfağında görmekteyiz.

Türk dünyası mutfak kültüründe geleneksel Azeri yemeklerinin seçkin bir yeri vardır.

Çok çeşitli ve lezzetli Azeri yemekleri genellikle etli, sebzeli, sütlü, hamur işli yemekler ve pilavlarla çorbalardan oluşur. Zeytinyağlı yemekleri yoktur.

Azerî mutfağında dikkat çeken bir husus da şudur: Aynı türe ait yiyeceklerin pek çok çeşidinin olması. Sözgelimi dolma ve sarmanın 30’dan çok, pilavın 100’ den fazla çeşidinin olduğu bilinmektedir. Bu durum çorbalar, hamur işleri, et ve sebze yemekleri, tatlılar, salatalar için de geçerlidir.

Azerbaycan’da yemek yapanlara “aşbaz’ denir. Yemek genellikle kadınlar tarafından yapılır. Aşbazlar geleneksel kesimde usta-çırak ilişkisiyle yetişirler.

Bakü’den Seyyare Şahhüseyin’in verdiği bilgilere göre, şehirlerde, kasaba ve köylerde mutfak evin içerisindedir. Eskiden yemekleri muhafaza etmek için kuyulara sarkıtırlardı. Miskaplarda (bakır kaplarda) yemek bırakılmaz, akşamdan uygun kaplara geçirilirdi. Şimdilerde emaye ve porselen kaplar daha çok kullanılıyor.

Bazı yemekler yapıldıkları, pişirildikleri kaplardan adlarını alır. “Kazan kebabı”, “tava kebabı” vb. gibi.

Bazı adlar da ise yemeklerin formunu görmek mümkündür. “Lüle kebabı”, “dini-dili küfte”, “yaprak hıngal” vb.

Bazı yemekler de tatlarından ad alırlar. “Hoşab’, “turşu kavurma”“turşu pilav” gibi.

Yemeklerde genellikle tereyağı, az kuyruk yağı ve ay çiçek yağı kullanılır.

Bazı Yemekleri;

Dovga

Şeki Pitisi

Nahçıvan Gürzesi

Karışık Nevruz Salatası

Kara Erikli Sarımsak Turşusu

Şekerbura

Düğünlerde ve sünnetlerde dolmalar, kebaplar, aş, soğuk yiyecekler, içkiler bulunur. Tatlı yapılmaz. Tatlılar nişanlarda yapılır.
Doğum yapan kadınlara haşıl, kuymak, hamur işleri (düşbere, kutab, hengel) yapılır ve götürülür.

Ölü ardından 40 gün yemek ikram edilir. Perşembe günü özel yemekler yapılır. 40 gün müddetle her perşembe, hoca ile mezarlığa gidilir. Ölünün 40’ı iki gün yapılır. Birinci gün hanımlar, ikinci gün erkekler gider. Erkekler Kuran okuturlar ve yas bitmiş olur. Bazı yörelerde 52. gün de yapılır.

“Azeri ve Fırat Havzası, mutfak kültürlerinin karşılaştırmalı incelenmesi” konusunda ciddi bir araştırma yapan Asker Kartarı’nın tespitlerine göre, Azerbaycan üzerinden Anadolu’ya yapılan Oğuz boylarının göçleri ülkemizde Azeri mutfağının birçok bölgelere taşınmasına neden olmuştur. 

DÜĞÜN KÜLTÜRLERİ

Bakü’de ve rayonlarda (taşrada) bolca rastlanan mekanlar “Şadlık Sarayları” (düğün salonları). Kimileri çok şatafatlı, çok katlı ve çok salonlu. “Toy” (düğün) ve bazen nişanlar buralarda yapılıyor. Toy çıkışında iki sandık oluyor, biri kız tarafından gelenlere, diğer, erkek tarafından gelenlere ait. Sandıklar üzerinde kendinden yapışkanlı zarf ve kalem var. Davetli zarfa para koyup, üzerine de adını yazıp sandığa oy verir gibi atıyor. Bazen düğün sahibi zenginse para getirmeyin de diyebiliyormuş. Bu durumda davetliler hediye getiriyorlarmış. Eskiden adet düğünün hem erkek hem de kız tarafının yapması şeklindeymiş. Yani iki kez yapılıyormuş ve kız toyu, erkek toyu olarak adlandırılıyormuş. Ancak aileler artık anlaşıp tek seferde işi bitirmeye başlamışlar. Toy başlamadan nikah memuru nikahı kıyıyor ve damat-gelin adaylarına soruyor teferruatlı düşündünüz mü diye. Düğün sahipleri, konuklar bolca yiyip içiyorlar, canlı müzik eşliğinde sürekli oynuyorlar, dans ediyorlar. Para veriyorlar ama bu arada gece klübüne gidip eğlenme ihtiyaçlarını da burada görmüş oluyorlar. Davetliler akşam saat 6 da gelmeye başlıyor, tam 7 de gelin-damat davul zurnalı müzik eşliğinde içeri giriyorlar ve oturmadan nikah kıyılıyor. Masalara bol soğuk meze ve votka, alkolsüz içki önceden konmuş oluyor, sürekli ara sıcaklar getiriyorlar, içi peynirli kızarmış börek, mantarlı ciğer, şiş tavuk, bıldırcın, köfte, biftek, yumurtalı mantar vb. Saat 10 da “aş” (sultana kuru üzümlü, kuru kayısılı, etli Azeri pilavı) servis ediliyor, daha sonra da “tort” (pasta). Saat 12 de toy sona eriyor. Toy sırasında gösteriler de yapılıyor. Kadın erkek şarkıcılar, orkestralar yerel müzik icra ediyor. Gecenin ilerleyen saatlerinde aynen bizdeki gibi halaylar çekiliyor.


Leave a Reply